Okul öncesi ve ilköğretim birinci sınıfa başlamış olacak öğrencilere yönelik ilk zil, 1 Eylül’de ‘uyum’ eğitimleri için çalacak. Yapılacak eğitimler sonucunda evlatların okula uyarlama sürecinin daha kısa sürede ve daha azca kaygıyla gerçekleşmesi amaçlanıyor. Tatil sonrası okula dönüş süreci, bilhassa minik yaşlarındaki çocuklarda ayrılık kaygısını tetikleyerek uyum sorunlarını bununla beraber getirebiliyor. Bu süreçte ailenin tutumu ve okul ile iş birliği içinde hareket etmesi ise çocuğun psikolojisi açısından ehemmiyet taşıyor. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı, öğrencilerin uyum sürecine ilişkin ailelere yönelik mühim uyarılarda bulunmuş oldu.
ÇOCUKLAR BİRBİRLERİYLE KIYASLANMAMALI
Sağlık Bakanlığı, okula yeni başlamış olan evlatların herhangi bir uyum problemi yaşamaları durumunda sınıfındaki ve çevrelerindeki öteki çocuklarla kıyaslanmamaları gerektiği mevzusunda uyardı. Bu kapsamda, çocuğun benliğine zarar verebilecek olan ‘ağlarsan sana fena çocuk derler’, ‘seni okula almazlar’, ‘seni bebeklerin gittiği sınıfa alırlar’ benzer biçimde ifadelerin kesinlikle kullanılmaması gerektiği açıklandı. Evlatların alıştıkları aile ortamından çıkarak tertipli, kurallı bir yapıya adım atması ve ayrılık kaygısı; bazı zorluklara niçin olabiliyor. Bazı çocuklar okula kolayca uyum sağlarken, bazılarının alışması vakit alabiliyor. Bu süreçte ebeveynlerin çocuklarını anlamaları, duygularını kabul etmeleri ve onları desteklemeleri sürece pozitif yönde katkı sağlıyor.
ÇOCUKLARA OKULLAR HAKKINDA ÖNYARGI OLUŞTURULMAMALI
Bakanlık tarafınca, okul öncesi ve ilköğretim 1’inci derslik öğrencilerinin zihnine okulun keyifli bir öğrenme ve sosyalleşme ortamı olduğuyla ilgili pozitif yönde bir görüntünün yerleşmesinin, süreci kolaylaştıran etkenler içinde yer aldığını açıklandı. Bu sebeple, ebeveynlerce küçüklere okul anlatılırken pozitif yönde ifadeler kullanılmalı; okulda evlatların hoşuna gidecek etkinliklerin yapıldığı, oyunlar oynandığı, okulun yeni {arkadaşlar} edinilebilecek hususi bir yer bulunduğunun vurgulanmasının önemine değinildi. Öte taraftan, ailelerin evlatlarının yanında öğretmen, okul ve derslik ortamı benzer biçimde mevzularda negatif konuşmalar yapmaması gerektiği açıklandı.
AİLELER, OKUL VE ÖĞRETMENLER HER ZAMAN İŞBİRLİĞİNDE OLMALI
Okula uyum sürecinde aileler, çocuklarına öğretmenlerini tanıtarak onlara itimat duymalarını sağlamalı, aynı şekilde okula gidiş ve geliş sürecinde eşlik ederek çocuklarında itimat duygusunu pekiştirmeli ve bu süreçte ailelerin, öğretmen ve okul yönetimi ile iş birliği içinde olması mühim. Aileler, öğretmenler tarafınca açıklanan programa uyum sağlamalı; çocuklar günlük seviye hakkında öncesinden bilgilendirilmelidir.
UYUM SÜRECİNDE BASKICI OLMAMAK GEREKLİ
Bakanlık tarafınca, dinlence sonrası okula başlama kaygısının azaltılması için evlatların sevdikleri spor aktivitelerine yönlendirilmesi, kuralları kademeli olarak uygulamak ve aşırı sınırlayıcı olmamanın da bu sürecin başarıyla geçirilmesi için etkili olacağı vurgulandı.