Ekonomik Zorluklar
Rusya, 1853-1856 yılları arasındaki Kırım Savaşı’ndan büyük bir ekonomik krizle çıkmıştı. Savaşın maliyeti ülkeyi iflasın eşiğine getirmiş, modernleşme ve tekrardan yapılanma için acil nakit paraya gereksinim duyuluyordu. Alaska’dan elde edilmiş gelir, bu mali durumu hafifletmek ve demiryolu benzer biçimde mühim altyapı projelerine yatırım yapmak için bir fırsattı. Alaska’nın satışı karşılığında alınan 7,2 milyon dolar, devrin şartlarında Rusya için mühim bir meblağdı.
Savunma ve Kontrol Sorunları
Alaska, Rusya’nın ana topraklarından oldukça uzakta, büyük ve savunulması zor bir bölgeydi. Bilhassa Kırım Savaşı’ndan sonrasında Rusya, bu uzak toprak parçasını İngiltere’nin ihtimaller içinde bir saldırısına karşı koruyamayacağından kaygı ediyordu. İngilizler o dönemde Kanada’da askeri olarak güçlüydü ve Alaska’yı ele geçirmeleri Rusya için büyük bir prestij kaybı olacaktı. Ruslar, bu toprağı İngiltere’ye kaybetmektense, ABD’ye satarak hem para kazanmayı hem de ihtimaller içinde bir çatışmadan kaçınmayı tercih etti.
Kâr Getirmeyen Bir Koloni
Alaska, bir zamanlar Rus-Amerikan Kumpanyası vasıtasıyla kürk ticaretiyle kâr getiren bir bölge olsa da, 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde bu kaynaklar tükenme noktasına gelmişti. Bölgenin yönetimi Rusya için ağır bir mali yük haline gelmişti ve getirisi artık giderlerini karşılamıyordu. Bir taraftan kürk hayvanlarının sayısının azalması, öteki taraftan bölgedeki Rus nüfusunun azlığı, Alaska’nın stratejik bir değerden oldukça bir yük olmasına yol açmıştı.
Rusya Alaska’yı bir “kaybeden” olarak değil, zorunluluklar ve stratejik hesaplamalar sonucunda satmıştı. O dönemde bir gerçekten şahıs satışı kınasa da, Rusya hükümeti için bu, tehlikeli sonuç bir durumdan kurtulmanın zekice bir yolu olarak görülmüştü.