Gözle görülmez, kokusuz, renksiz ve sessiz… Ancak biriktiği anda büyük bir tehdide dönüşüyor! Yer altının karanlık katmanlarında kurnazca biriken metan gazı, fark edilmeden can alabilecek kadar tehlikeli olabiliyor. Peki, bu sessiz çekince iyi mi anlaşılır? Nerelerde ortaya çıkar ve insan yaşamını iyi mi etkisinde bırakır?
Ne Kadar Görünmezse, O Kadar Tehlikeli!
Metan gazı (CH₄), doğada bolca oranda bulunan, renksiz ve kokusuz bir gaz. Bu yüzden, ortamda bulunmuş olduğu fark edilmediği sürece ciddi risk oluşturabiliyor. En büyük tehlikesi ise boğucu tesiri ve patlayıcılığı. Havada belirli bir oranın üstüne çıktığında (ortalama %5–15 arası), kıvılcım ya da ateşle temas ettiğinde patlama meydana gelebiliyor. Bilhassa maden ocakları, su kuyuları, çöplük alanları, bataklıklar ve hayvan gübresi biriktirme alanları en riskli bölgeler içinde yer ediniyor.
Metan Gazı Nasıl Fark Edilir? İşaretler Oldukça Net!
Her ne kadar kokusuz olsa da, bazı emareler ve kontrol şekilleri yardımıyla ortamda metan gazı olup olmadığı anlaşılabiliyor:
-
Ateşin rengi mavimsi olur: Metan içeren ortamlarda ateş yakıldığında aleve mavi bir ton hakim olur.
-
Kapalı ortamlarda ani baş ağrısı ve sersemlik: Havalandırması yetersiz alanlarda metan biriktiyse, kısa sürede baş dönmesi, halsizlik ve boğulma hissi yaşanabilir.
-
Elektronik gaz dedektörleri sinyal verir: Metan ölçüm cihazları (gaz dedektörleri), ortamda gaz yoğunluğu arttığında alarm verir. Bu cihazlar, bilhassa su kuyusu ya da maden ocaklarına girmeden ilkin yaşamsal ehemmiyet taşır.
-
Havada oksijen seviyesi düşer: Metan gazı ortamda çoğaldıkça, oksijen yerini bu gazla değiştirir. Oksijen seviyesi %19’un altına inerse ciddi sıhhat sorunları baş gösterir.
-
Kuyularda çakmak testi asla yapılmamalı: Kimi bölgelerde hâlâ yanlış olarak başvurulan bu yöntem, metan gazının varlığını idrak etmek için çakmak yada kibritle tecrübe etme yapılmasını içeriyor. Bu yöntem, faciaya davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir.
Kuyudan Gaz Çıkıyor, Kimse Farkında Değil!
Bilhassa kırsal alanlarda, uzun süredir kullanılmayan ya da şuursuzca açılmış su kuyularında metan gazı birikebiliyor. Yer altındaki organik maddelerin çürümesiyle oluşan bu gaz, kuyunun ağzı kapalı kaldıkça içeride yoğunlaşıyor. Günün birinde biri kapağı açtığında ya da bir kıvılcım oluştuğunda, ciddi patlamalar meydana gelebiliyor. Türkiye’de geçmiş yıllarda bu tür oldukça sayıda vaka yaşanırken, vatandaşların bir fazlasıyla hâlâ bu riski bilmiyor.
Sinsi Gazla Mücadelede Ne Yapılmalı?
Uzmanlara bakılırsa, metan gazının fark edilmesi ve önlenmesi için alınması ihtiyaç duyulan önlemler şu şekilde sıralanıyor:
-
Gaz dedektörü kullanmak koşul: Su kuyusu, ahır, fosseptik çukuru benzer biçimde alanlara girişten ilkin ne olursa olsun taşınabilir metan dedektörleriyle ölçüm yapılmalı.
-
Kuyu kapağı uzun süre kapalı kalmışsa dikkat: Haftalarca ya da aylarca açılmayan kuyu ya da bodrumlar havalandırılmadan açılmamalı.
-
Profesyonel yardım alınmalı: Bilhassa inşaat, maden yada zemin sondajı meydana getirilen alanlarda yerbilim mühendisleri ve iş güvenliği uzmanları nezaretinde ölçümler yapılmalı.
-
Kuyularda kıvılcım çıkarabilecek aletler kullanılmamalı.
-
Bilinçlendirme kampanyaları artırılmalı: Bilhassa kırsal bölgelerde, metan gazı tehlikesi mevzusunda halkın bilinçlendirilmesi büyük ehemmiyet taşıyor.
Sadece Madenler Değil, Bahçendeki Kuyu Bile Riskli Olabilir
Metan gazı, yalnızca endüstri bölgelerinde ya da derin madenlerde ortaya çıkmaz. Bahçede açılmış bir kuyu, kullanılmayan bir fosseptik, ya da uzun süredir kapalı kalan bir bodrum da bu gazın ölümcül birikmesine niçin olabilir. Bu nedenle, metan gazını hafife almak büyük bir yanlışa yol açabilir.
Uzmanlar Uyarıyor: Ilkin Ölç, Sonra Gir!
Görünmez olması, metan gazını zararsız yapmıyor. Aksine, fark edilmeden biriktiği için daha tehlikeli hale geliyor. Türkiye’de bilhassa ziraat alanlarında ve kırsal bölgelerde bu mevzuda kafi denetim ve şuur olmaması, önlenebilir kazaların önünü açıyor. Uzmanlar, “Ne kadar derindeyse, o kadar sessiz; ama patladığında kimseyi ayırmaz!” diyerek uyarıyor.