Türk rock ve blues müziğinin unutulmaz isimlerinden Yavuz Çetin, hem kabiliyeti hem de örneksiz tarzıyla müzikseverlerin hafızasında silinmez bir iz bıraktı. “Türkiye’nin Jimi Hendrix’i” olarak anılan sanatçının yaşamı, derin bir depresyonun arkasından ağlatısal bir halde son buldu.
Yavuz Çetin kimdir?
25 Eylül 1970’te Samsun’da dünyaya gelen Yavuz Çetin, gazeteci bir baba ve ressam bir annenin evladı olarak sanatla iç içe büyüdü. Marmara Üniversitesi Müzik Kısmı’nde eğitim aldıktan sonrasında 1990’lı yıllarda İstanbul’un gece kulüplerinde sahne alarak adını duyurdu. Blue Blues Band ile müzik kariyerine yön veren Çetin, 1997’de yayımladığı ilk albümüyle büyük ilgi görmüş oldu.
1999’da çıkan Satılık albümü ve “Erkeğin Olmak İstiyorum” benzer biçimde şarkılarıyla geniş kitlelere ulaştı. MFÖ, Göksel ve Teoman benzer biçimde sanatçılarla yapmış olduğu işbirlikleri, onun yalnızca bir gitar virtüözü değil bununla birlikte başarıya ulaşmış bir besteci ve stüdyo müzisyeni bulunduğunu kanıtladı.
Depresyona girmesinin sebepleri
Yavuz Çetin’in depresyonunun ardında hem mesleki hem de kişisel zorluklar bulunuyordu. Türkiye’de rock ve blues müziğinin sınırı olan bir dinleyici kitlesine hitap etmesi, sanatçının hak etmiş olduğu ticari başarıyı yakalamasını zorlaştırdı. Maddi sıkıntılar, albümlerinin beklenen ilgiyi görmemesi ve müzik endüstrisindeki belirsizlikler onun üstünde ciddi bir baskı oluşturdu.
Hususi hayatında yaşamış olduğu ayrılıklar ve yalnızlık duygusu, duygusal yapısını daha da kırılgan hale getirdi. Yakın çevresine bakılırsa, Çetin’in mükemmeliyetçi kişiliği ve içsel çatışmaları da depresyonunu derinleştirdi. Müzik piyasasında karşılaşmış olduğu hayal kırıklıkları, ruhsal dünyasında mühim bir yük haline geldi.
Neden ve iyi mi öldü?
Yavuz Çetin, 15 Ağustos 2001’de, hemen hemen 30 yaşlarındayken Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son verdi. Ailesi ve arkadaşları, ölümünden önceki günlerde sanatçının ağır bir depresyon içinde bulunduğunu ve bunun intihar sonucunda etkili bulunduğunu dile getirdi.
Son günlerinde Satılık albümündeki bazı parçaları tekrardan düzenlemek için stüdyoda çalışan Çetin’in, büyük bir duygusal çalkantı yaşamış olduğu biliniyor. Otopsi raporları, intiharın uzun süredir devam eden ruhsal sorunların bir sonucu bulunduğunu ortaya koydu.
Yavuz Çetin’in erken kaybı, Türk müzik dünyasında derin bir üzüntü yaratırken, sanatçının şarkıları ve gitar solosuyla bıraktığı miras, bugün hâlâ fanatikleri tarafınca yaşatılmaya devam ediyor.