Türkiye’de Genç İşsizlik Sorunu Tırmanıyor: ‘Eğitimde ve İşte’ Olmayan Gençlerin Sayısı Rekor Kırıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafınca piyasaya sürülen 2025 yılı 2. çeyrek verileri, vatanımızda işsizlik oranlarının alarm verici bir hâl aldığını gözler önüne seriyor. Resmi işsizlik oranı yüzde 8.6 olarak ifade edilse de, geniş tanımlı işsizlik oranı dikkat çekici bir artış göstererek yüzde 33’e ulaşmış durumda. Bu emare, Türkiye’deki emek harcama çağındaki her üç bireyden ikisinin ya iş aramakta bulunduğunu ya da kayıt dışı bir işte çalıştığını gösteriyor.
Genç Nüfustaki Dengesizlik
Raporun bilhassa sıradışı gösterdiği verilerden biri, ‘ne eğitimde ne işte’ (NENİ) konumunda yer edinen genç bireylerin sayısındaki artış. Türkiye’deki genç nüfusun azaldığı bir ortamda, bu durumu inceleyen veriler ise NENİ oranlarının yükseldiğini gözler önüne seriyor. 15-24 yaş grubundaki gençlerin sayısı, geçtiğimiz yıl ile karşılaştırıldığında 114 bin artış göstererek 2 milyon 550 bine ulaştı. Bu yaş grubunda yer edinen gençlerin 1.6 milyonu hanım. Ayrıca, bu grubun 334 bini üniversite mezunu olarak kaydedilmiştir.
Daha Fena Senaryolar
15-29 yaş aralığında ise tablo daha karamsar bir görüntü sergilemekte. NENİ konumundaki gençlerin sayısı 4 milyon 555 bine yükselmiş durumda. Bu sayı, Finlandiya’nın toplam nüfusuna yakın bir sayı ve bununla birlikte Letonya, Estonya ve Litvanya benzer biçimde Avrupa Birliği ülkelerinin toplam genç nüfuslarının iki yada üç katı kadar bir düzeye gelmekte. Genç işsizlik oranlarının artması, ileride ekonomik istikrarı tehdit eden bir konumda, bu durum gençlerin, eğitim ve iş bulma mevzularında mühim dezavantajlarla yüzleşmekte olduklarını gösteriyor.
Türkiye’nin İstihdam Sorunları
Türkiye, genç işsizlik oranları açısından OECD ülkeleri içinde en yüksek seviyeye ulaşarak başı çekiyor. Bu durum, ülkedeki iş gücü pazarındaki yapısal sorunların, eğitim sisteminin ve ekonomik politikalardaki eksikliklerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. DİSK-AR tarafınca hazırlanan rapor, işçi ücretlerinin son yedi aylık süreçte yüzde 40 oranında eridiğine dikkat çekiyor. Bu da, yalnız gençleri değil, bununla birlikte tüm çalışan kesimleri etkileyen oldukça daha geniş bir problemi gözler önüne seriyor. Ekonomik krizlerin etkisiyle iş gücü durumundaki dengesizlik, yalnızca kısa vadeli bir problem olmaktan çıkmakta ve kalıcı bir toplumsal ekonomik sorun halini almaktadır.